Okyanusların akciğerlerinde büyük tehlike
Balıklara, kabuklulara, yumuşakçalara, omurgalı ve omurgasız tüm su canlılarına barınma ve besin kaynağı sağlayan mercan resifleri yok olmanın eşiğinde... Biyoçeşitlilik açısından ekosistemin önemli bileşenlerinden olan mercan resifleri, tıpkı karadaki ormanlar gibi okyanusların akciğerlerini oluşturuyor. Bilim insanları, bu resiflerin bilinen en büyüğü olan Büyük Bariyer Resifi’ni tamamen kaybetmek üzere olduğumuzu söylüyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın yayımladığı raporda da sera gazı salınımlarında çok büyük düşüşler sağlanamazsa yüzyılın sonuna kadar dünyanın tüm mercan resiflerinin ağarabileceği belirtiliyor.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği; göl sularında azalmaya, buzullarda erimeye, deniz seviyesinde yükselmeye, akıntılarda ve yağış modellerinde değişikliğe neden olurken, planktondan memelilere kadar tüm sucul canlılar üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Krillerin sayısının son otuz yıl içinde %80 oranında azaldığı ifade ediliyor. Mercan resiflerinin beyazlamasında ise büyük bir artış görülüyor (Özdemir ve Altındağ, 2009). Sürdürülebilir çevre politikaları uygulanmazsa yakın zamanda insanlık, tüm resif alanlarının yok olmasıyla yüzleşmek zorunda kalacak...
Deniz canlılarının %25’i mercan resiflerinde yaşıyor
Mercan resifleri okyanuslardaki tüm türlerin en az dörtte birini barındırıyor. Balıklar, kaplumbağalar, denizyıldızları, dev istiridyeler, salyangozlar, ahtapotlar, deniz süngerleri, deniz kestaneleri ve anemonlar bu türler arasında yer alıyor. Mercan resiflerini, kalkerli veya boynuzsu dokulu iskeletleri olan ve yaşam dönemleri boyunca polip aşamasında kalmış omurgasız (invertebrate) hayvanlar grubu (mercan) oluşturuyor. Tek veya koloniler halinde yaşayan ve sert bir zemine tutunarak gelişen mercanlar, güçlü ve dayanıklı kalkerli iskeletlerinin varlığı nedeniyle resif gövdesinin çatı dokusunu oluşturan esas formlar olarak karşımıza çıkıyor. İskeletleri sert olan mercanlar bir araya gelerek zaman içinde mercan resifleri adı verilen büyük yapıları oluşturuyor. Ilık, sığ okyanusların derinliklerinde milyonlarca yıl içinde oluşan bu yapılar, canlı çeşitliliği ile âdeta su altındaki yağmur ormanları olarak görülüyor (Şeker, 2016; Bilim ve Teknik, 2016).
Mercanların oluşturduğu resiflerin deniz ekosistemindeki önemi daha iyi almak için karbon döngüsünün de iyi bilinmesi gerekiyor. Karbon; hava, toprak, su ve canlılar arasında dolaşıyor. Gaz halindeki karbon, karbondioksit olarak atmosferde ve sularda erimiş halde bulunuyor. Sudaki karbon, mercan resifleri ve suda yaşayan omurgasız canlıların iç veya midye gibi kabuklu canlıların dış iskeletlerinde depo ediliyor. Karadaki karbon ise, kireçtaşları, dolamitler gibi kayalar ve kalkerli kabuklar, petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtlarda yer alıyor. (Şeker, 2011:26; OdaTv, 2013). Resifler, büyük miktarda petrol ve gaz bulundurmalarının yanı sıra fiziko-kimyasal süreçlere bağlı olarak gelişen ekonomik öneme sahip yatakların oluşumunu da sağlıyorlar.
Küresel ısınma Mercan Resiflerini tehdit ediyor
Mercan Resifleri ile ilgili araştırmalar 25 yıl içinde bu resiflerin en az üçte birinin yok olacağını söylüyor. Buna en önemli dayanak olarak ise Küresel Isınma gösteriliyor. Science Dergisi’nde yayımlanan bir araştırmaya göre, 1998’den önce 704 mercan türünün sadece 13’ü tehdit altındaydı. Ancak bu sayı 240’a ulaşmış durumda (Oda Tv, 2013). Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın yayımladığı yeni raporda da mercan resifleri ile ilgili ciddi uyarılarda bulunularak küresel ısınmaya dikkat çekliyor. Raporda, eğer sera gazı salınımlarında çok büyük düşüşler olmazsa yüzyılın sonuna kadar dünyanın tüm mercan resiflerinin ağarabileceğine vurgu yapılıyor. Rapora ilişkin kısa süre önce yapılan açıklamada, resiflerin son derece önemli olduğu ve çok çeşitli deniz canlısını barındırmalarının yanı sıra kıyıları dalga ve fırtınaların erozyonundan da korudukları ifade ediliyor (Pirge, 2021). Şu anda mercan resiflerinin dörtte birinin geri dönüşsüz olarak zarar gördüğü, üçte birininse ciddi tehdit altında olduğu tahmin ediliyor (Sezer 2018). ABD'nin San Diego kentinde düzenlenen Okyanus Bilimleri Konferansı'nda paylaşılan araştırmaya göre ise resiflerin sadece 80 yıllık ömrü kaldı. Ancak 2100'ü görebilecek çok az sayıda mercan kayalığı bulunuyor. Bilinen mercan resiflerinin çoğunun 2045 yılına kadar küresel ısınma nedeniyle yok olacağı öngörülüyor.
Mercan Resiflerinin ölümü
Artan hava sıcaklıkları nedeniyle resiflerin bulunduğu bölgelerde yaşayan simbiyotik algler daha fazla asit salgılamaya başlıyor. Bu da mercan bölgelerinde suyun asitlik oranının artmasına neden oluyor. Aşırı asit ise mercan resiflerini beyazlatıyor. Beyazlama, mercan resifleri için ölüm anlamı taşıyor (NTV, 2020).
Büyük Bariyer Resifi
Dünyanın bilinen en büyük resifi ise Avustralya’da bulunuyor. 1770 yılında Kaptan James Cook tarafından tesadüfen keşfedilen Büyük Bariyer Resifi’nin sayısız mikroorganizmanın yanı sıra 5 bin yumuşakça türü, bin 800 balık türü ve 125 köpekbalığı türüne ev sahipliği yaptığı ifade ediliyor (Indepenent, 2020). Avustalya'nın doğusunda, Büyük Bariyer Resifi'nin yer aldığı bölgede yapılan araştırmalar, mercan resiflerinin son 5 yıl içerisinde üçüncü kez ağarma yaşadığını ortaya koyuyor (Euronews, 2020). Queensland eyaleti James Cook Üniversitesi'ndeki bilim insanları, ağarmanın dünyanın en büyük mercan resif sisteminin üç bölgesini tümüyle etkisi altına aldığını söylüyor. Resif'te 1995'ten itibaren tüm mercan türlerinin ve boyutlarının yüzde 50'den fazla azaldığı, en büyük kaybın, dal mercanları ve masa şeklindeki mercanlarda gözlendiği belirtiliyor. Mercanların normale dönmesinin onlarca yıl sürdüğü vurgulanıyor (AA, 2020).
Sonuç
Bilim insanları, mercan resiflerinin kurtarılması için kaybedecek zaman olmadığına ve sera etkisi yaratan gazların emisyonunun bir an önce azaltılması gerektiğine dikkati çekiyor. Elbette kıyılarımızı temiz tutmalı, deniz kirliliği ile mücadele ederek çevreci uygulamalara daha fazla ağırlık vermeliyiz. Ancak unutmamak gerekir ki mercan resiflerini korumak istiyorsak iklim değişikliğiyle mücadelede daha bilinçli olmalı ve ortak hareket etmeliyiz.
Mehmet ZENGİN
16 Mayıs 2021, İstanbul
Kaynaklar
AA (2020), Büyük Bariyer Resifi 1995'ten Bu Yana
Mercanlarının Yarısını Kaybetti, https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/buyuk-bariyer-resifi-1995ten-bu-yana-mercanlarinin-yarisini-kaybetti/2005789
BİLİM ve TEKNİK (2016), Mercan Resifleri, Çeviri:
Pınar Dündar, Sayı: 585, Ek. https://e-dergi.tubitak.gov.tr/edergi/yazi.pdf;jsessionid=KKwoAb8lIHkZFnDVITdmcRAD?dergiKodu=4&cilt=51&sayi=998&sayfa=52&yaziid=42153
EURONEWS
(2020), Avustralyalı Bilim İnsanları: Büyük Bariyer Resifi'ndeki Mercan
Ağarması Artarak Devam Ediyor, https://tr.euronews.com/2020/04/08/avustralyal-bilim-insanlar-buyuk-bariyer-resifi-ndeki-mercan-agarmas-artarak-devam-ediyor
INDEPENDENT
(2020), Büyük Set Resifi Yok Olma Tehdidi İle Karşı Karşıya, https://www.indyturk.com/node/215641/ya%C5%9Fam/b%C3%BCy%C3%BCk-set-resifi-yok-olma-tehdidi-ile-kar%C5%9F%C4%B1-kar%C5%9F%C4%B1ya
NTV
(2020), Mercan Resifleri 2100'ü Görmeyecek, https://www.ntv.com.tr/galeri/teknoloji/mercan-resifleri-2100u-gormeyecek,JL8fQY52NkGY-VrkR7stCQ/I0HQyC67gk2vhaUhhmrVjA
ODA
TV (2013), Mercan Resifleri Yok Olursa Sularda Hiç Canlı Kalmayacak, https://odatv4.com/mercan-resifleri-yok-olursa-sularda-hic-canli-kalmayacak-0712131200.html#:~:text=Mercan%20Resifleri%2C%20b%C3%BCy%C3%BCk%20okyanus%20dalgalar%C4%B1na,canl%C4%B1n%C4%B1n%20%C3%BCremek%20i%C3%A7in%20geldikleri%20yerlerdir.
ÖZDEMİR Ebru, ALTINDAĞ Ahmet (2009), The Impac of
Global Warming on Aquatic Life, Ankara University Faculty of Science Department
of Biology, Ankara University Journal Of Environmental Sciences, Volume 1.
PİRGE
Selcan (2021), Okyanustaki Fabrika, Atlas Dergisi, https://www.atlasdergisi.com/kesfet/bilim-haberleri/okyanustaki-fabrika.html
SEZER
İlay Çelik (2018) Geçmişteki Şaşırtıcı Dayanıklılıkları Mercan Resiflerini
Kurtarabilecek mi? TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Eylül Sayısı, Sayfa:52-61.
ŞEKER Didem (2011), Saroz Körfezi Mercan Çeşitleri ve İklim Değişikliği Etkileri, Yüksek Lisans Tezi, Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Sayfa:2,26-28.
Yorumlar
Yorum Gönder